Yazının Mucidi Tanrılar / Bursa Şehir Gazetesi / 2013

2022-02-03 20:15:01

YAZININ MUCİDİ OLAN TANRILAR

 

Yazının ortaya çıkışını kendine mâl-eden insanların tüm tezlerinin gözümün önünden kaybolduğunu hissettim. Sonra da bu yaklaşımlar üzerine haklılık paylarına baktım ve duraksadım. İnsanoğlunun binbir türlü buluşlarının her türünde kendilerine has inançları doğrultusunda bir Tanrı bilincine ilişkilendirmesi pek tabii geldi. Ve tüm ahengi ile bu tezlerin anlaşılır olması ancak insanların Tanrı, bizim dilimizde ise Allah C.C.’nin buyurdukları ile tanzim ve tefekkür edilmesi ile mümkündü. Dolayısı ile insanların her icatları da bir Yaratıcı kudret ile ilişkilendirilmiştir. Yazı ve dilin, kaynaklarla karşılaştırılıp bilimsel sonuçlara ulaştırılmadan önceki düşünceler, doğa üstü mitler ve efsanelerle yorumlanmaya çalışılmıştır. Ve kültürel toplulukların her biri, yazının ortaya çıkış yorumlarını kendilerine ait tanrısal yaratmalarla izafetlendirerek buna yıllarca sadık kalmışlardır. Eski Mısırlılar yazının köklerini, Tanrı Tot ve Tanrıça İsis’e bağlamıştır. Babil’de Narduk’un oğlu Tanrı Nebu, antik İbrani geleneğinde Musa, Yunan mitolojisinde ise Hermes, yazının mucitleri olarak bilinirler. Hint ve Antik Çin olmak üzere, diğer tüm toplumlarda da bu tarz inançlarla yazı ve dil üzerine yorumlar getirtilmiştir. Dolayısı ile yazıyı bilmeyen insanlar yazının ve dilin, büyülü bir güç, din ve inanç bakımından bir kudret, ve siyasi bir araç olarak yer edindiğini düşünmektedir.

 

İnsan düşüncesi ile ortaya konan tüm bu tezler, somut olarak kendini, kaya üzerlerine çizilen resimsel formlarla göstermektedir. Keza yazı dediğimiz şey, sadece bildiğimiz günümüz alfabelerinden ibaret değildir. Yeri geldiğinde bir güneş resmi, yahut boynuzlu bir geyik formu, düşünce aktarımları anlamında bir çok açıklayıcı olayları anlatır bizlere. Hiyerogliflerde at üzerindeki insan resmi, atına binip göç eden bir insanı anlatabilir. M.Ö. 2500 yıllarına ait mağara duvarlarında bulunan hayvan figürleri, nesneler, geometrik şekiller, ve tüm bu kabataslak resimler incelendiğinde, bir çok tarihi açıdan insanları ve dönemlerini anlatır bizlere. Ve halen kazılar neticesinde her geçen gün yeni bir bulgu elde ediniriz.  Ortaya çıkan bulgular, o insanların farklı yönlerini de ortaya koyar. Resimlerin bazıları ideogram yani fikir yazısı olarak karşımıza çıkar. Nesneler bir şeylerin çağrışımını yapar. Örneğin; balık resmi, balığın kendisini değil de, yüzmeyi ifade eder. Yıldızlı       gök yüzü resmi ise, gece, karanlık ve siyah anlamını taşır. Fikir yazıları daha çok Mezopotamya, Mısır, Girit ve Hitit yazılarında görülür. Fakat bu tarihi anlatımlara bakarak Türk Yazılarının önemini gözardı etmemek gerekiyor. Keza Sümerlerin ve yazılarının, Türk topluluklarından ilham aldıkları da kesindir. En azından bu bağlamda bir çok örnekleri ispatlanmış ve bunun üzerinde çalışmalar devam etmektedir. Resimsel çizimler daha sonraları fonotik yazıyı da içine almıştır. Bu semboller ise kelime ve sesleri karşılar.

 

Yazı Yolcusu

Bursa Şehir Gazetesi

1–8 Ekim 2013

.